Roma Ordusunda Berserkir Savaşçıları

Dacia seferinin ilk safhasında, Traianus 101 yazında Tuna’yı geçtikten sonra, ordunun Dacia başkenti Sarmizegethusa’ya ilerleyişi Dacia’lılarla müttefikleri Sarmatların Aşağı Moesia’ya doğru cüretkâr bir hamle yapmasıyla durma noktasına gelmişti. Durumu öğrenen Traianus büyük oranda Germania’lı yardımcı birliklerden müteşekkil bir kuvvetle nehirden aşağı yelken açarak düşmanla karşılaştı ve Adamklissi yakınlarında belirleyici bir zafer kazandı. Bu operasyonun bir bölümü sütundaki XXXVI. sahnede aktarılmıştır.

Traianus Sütunu’nun 36-37. sahnelerinde Germania’lı savaşçılar sol üstte görülmektedir.

Sahnenin üst yarısındaki piyadeler sekizli iki grup hâlinde ilerler. Soldaki grup gedikli yardımcı birlikler gibi zincir zırhlar ve bazıları özel spangenhelm miğferler, diğerleri zırhların üzerine ayı ve kurt postu kuşanmıştır. Bizzat imparatorun liderlik ettiği sağdaki grup üç farklı savaşçı tipinden meydana gelir: en arkada bol pantolon giymiş sopalı bir figür, onun üzerinde yine bir ya da iki sopalı savaşçı; ortada kolsuz gömlek giymiş bir başkası ve çıplak göğüslü yalınayak gençler. İmparatora yakınlıkları, yerel kıyafetleri ve farklı silahlarıyla dikkatimizi çeken bu figürler ordunun Germania’lı yardımcı birlikleri olmalıdır. Bunlardan iki tanesi ayrıca Sahne XL’ta savaşırken betimlenmiştir. Soldaki diğerlerinden daha ince delikli bir kılıç kını taşıdığı için, sanatçı mesela Vimose’den (Danimarka) gelen arkeolojik buluntular sayesinde bildiğimiz dar ağızlı ve yivli yabancı kılıçları (meç) özellikle göstermek istemiş olabilir. Elbe nehri boyundaki Germania halkları bu tür kılıçlar ve kınları kullanıyorlardı. Bunlar berserkirin doğasına uygun olarak daha ziyade teke tek çarpışmalar için uygun silahlardı.

Traianus’un Dacia seferleri

Sütun dışında ayı ve kurt postu kuşanmış Germania’lı savaşçıların Antik Çağ birliklerinde hizmet ettiğine dair bulgumuz yoktur, ama 872’de Noveçli şair Thorbjorn Hornklofi, Hafrsfjord Savaşı’nda kurt (ulfhednar) ve ayı postlu (berserkir) savaşçıların Norveç kralı Harald’ın yanında çarpıştıklarını aktarır.  Traianus’un hemen ardında onu takip eden yalınayak çıplak göğüslü genç savaşçılar berserkir olmalıdır.  Antik kaynaklarımız bu tespiti destekler niteliktedir: “Dahası kendilerini, küçük olmalarından ötürü vücutlarının büyük bir kısmını açıkta bırakan postlardan başka bir şey giymemeye alıştırmışlardır… deriden yapılmış kürkleri vücutlarının büyük kısmını çıplak bırakacak şekilde giyerler” (Caes. BGall. 4.1.10, 6.21.5); “Çıplak olarak ya da en fazla hafif bir askeri giysiyle dövüşürler…Germania piyadeleri… kalkanlarını omuzlarının üzerinde tehditkâr biçimde sallarken, vücutları yerel âdetlere göre korumazlardı” (Tac. Germ. 6; Hist. 2.22).

Birinci yüzyılın ortalarından itibaren, o zaman kadar ordu geleneğinde yer bulmamış ayı postları birdenbire Roma sancaktarları, kartal taşıyıcıları ve ordu müzisyenlerinde görülmeye başlanır. Romalıların bu âdeti Germania’lılardan aldıkları şüphesizdir. Nitekim en erken ayı postlu sancaktar betimi Bonn’daki Claudius dönemi mezartaşına bakılırsa cohors V Asturum’da görevli Pintaius adlı bir askerdir. Bunlar daha önce Dört İmparator Yılı’nda Vitellius’un ordusunda görülmüşlerdi (Tac. Hist. 2.88). Iulianus’un 361’de Franklar ve Alamanni’ye karşı düzenlediği sefere de muhtemelen katılmışlardı.

Bununla birlikte savaşa yalınayak veya korumasız şekilde nerdeyse çıplak girmek sadece barbarlar arasında değil, Yunan-Roma’da da cesaretin ve gözü karalığın göstergesi sayılmaktaydı. Aitolia’lılar yalınayak çarpışıyordu ve genç Sparta’lılar Krypteia’da sadece hançerle kuşanmış olarak çıplak şekilde heilotes avına çıkıyorlardı (Thuc. 3.97; Macrob. Sat.5.18.13; Pl. Leg. 633b-c). Eski İtalyalı aristokrat savaşçılar da bir ayakları çıplak savaşıyorlardı (Verg. Aen. 7.689).

Cohors V Asturum’da görevli Pintaius adlı bir askerin üzerinde ayı postu

Sopalı figürler ise sütunda ayrıca Moesia operasyonunu anlatan sahneler XXXVI-XXXXVIII dışında Tapae çarpışmasını aktaran XXIV ve bir kale kuşatmasının görüldüğü LXX. sahnelerde karşımıza çıkar. Sopa ilkel bir silah gibi görünebilir, ama Herakles’te olduğu gibi burada da aslen kullananın saf gücünü simgeleyen sembolik bir anlamı da vardır. Nitekim çok sayıda Germania’lının Hercules kültünü benimsediği, bölgede sıkça rastlanan sopa formunda tılsımlardan anlaşılmaktadır. Tacitus daha kuzeydoğuda Suebi ve Aestii’nin demir silahlar yerine sopaları tercih ettiklerini söyler (Tac. Germ. 45.2). Her ne kadar ilk bakışta sopalı savaşçılar çarpışmalarda hiçbir fark yaratamayacakmış gibi gelse de antik kaynaklar bazı ciddi katkılarından bahseder. Bunlar 3 ve 4. yüzyıllarda Romalı zırhlı süvarilerle (cataphractii ve clibanarii) başa çıkabilecek kadar etkiliydiler. Yakın temasta sopanın avantajı, muhtemelen atların savunmasız bacak, karın ve kısmen yanlarına yapılan saldırılarda etkili olmalarıydı. Ancak bu baskın birliklerinin asıl görevi, düşmanla doğrudan karşılaşmaktan ziyade, onların moralini bozmaktı ve kaynaklarımız da savaş meydanlarında sergiledikleri korkutucu “gösterileri” özellikle belirtirler. Sopalı savaşçılar süvariyi bir dereceye kadar uzaklaştırabilirdi, ancak asıl kargaşa ve zayıflık belirtisi gösteren piyadeleri iyice bunaltmak gibi önemli bir işlevleri vardı. Aurelianus’un ordusundaki sopalı savaşçılar Zenobia’nın zırhlı süvarilerine korku salmışlardır (Zos. 1.53.2. Zosimos “Filistinliler” dese de bunlar muhtemelen Aurelianus’un batıdan getirip onlara dâhil ettiği Germania’lılar olmalıdır). Constantinus’un sopalı seçkin birlikleri 312’de Augusta Taurinorum’da (Torino) Maxentius’un clibanarii birliklerini aralarına alıp başlarına başı çivili sopalarla vurduktan sonra sersemleyenlerin işlerini bitirmişlerdi (Pan. Lat. 4.23.4). Marcianopolis (Dobruca, Bulgaristan) yakınlarında gerçekleşen 376’daki Ad Salices Savaşı’nda Got ordusuna bağlı sopalı savaşçılar Romalı askerlerine devasa sopalarla saldırıp sol kanadı etkisiz hâle getirmişlerdi (Amm. Marc. 31.7.12).

Kaynakça

Beck, H., Germanen, Germania Germanische Altertumskunde, Walter de Gruyter, Berlin, 1998.

James, S. – Krmnicek, S., Oxford Handbook of the Archaeology of Roman Germany, Oxford University Press, Oxford, 2020.

Speidel, M.B., Ancient Germanic Warriors ,Routledge, Londra, 2004.

Wolfram, H., Die Germanen, C.H. Beck, Münih, 2007.

Wolters, R., Die Römer in Germanen, C.H. Beck, Münih, 2000.